Birkaç güne Yedi Tepeli Şehre gideceğiz. Bir Ankara'lı, deniz özürlü, nem özürlü, kuru ayazlı, kuru sıcaklı bir vatandaş olarak, tepe, nem, deniz, deniz kıyısı, deniz kıyısında banklar, deniz kıyısında banklar ardında çay bahçesi, balık restoranı göreceğim. Kıyı boyunca inci gibi dizilmiş, diziler sayesinde gecesini gündüzünü her açıdan bildiğim yalıları, kafeleri, parkları.. Türkiye'nin kimse söyleyemese de, yıllar yılı yabancı kanallarda Hava Durumları'nda tek gösterilen asıl başkenti. Her ay bir başka Sanat Festivali'ne, yalnızca o şehirde yapılırsa kurumların sponsor oldukları Sanat başkenti. Bildiğin her sanatçının orada konser verdiği, Pazar günleri sağda solda görünseler de İstanbulluların pek aldırmayacağı, Ankara'lıların görse "aa, aaa, aaaa" diyecekleri magazin başkenti. "Haydi Boğaz'a gidelim" diyemiyoruz, denizsiz bozkırda birkaç AVM ile idare ediyoruz, en tiki AVM'ye gidip en tiki salatayı yesek bile sonunda suyuna ...
Kitaplar, geziler ve hayat