Hayatınızı bir esarete çevirmenin pek çok yolu vardır. Önyargılarınız, inadınız, korkularınızla bir dünya yüzeyi kadar genişleyebilecek olan hayatı bir esarete çevirmek mümkündür. Ancak kendi içinizde esir olmak bambaşka bir şeydir. Proust bu romanda bir erkeğin kendine esir ettiğini zannettiği bir kadın yerine kendisinin nasıl esarete mahkum olduğunu anlatır. Sadece annesinin ve evdeki hizmetçilerinin bildiği bir zorunlu misafirliğe başlar bu kadın. Zorunlu, bir okur olarak tepki duyduğunuz bir nişanlılıktır bu. Her gün kendini tekrar eden konuşmaları ve paylaşımları yaparlar; kesinlikle evleneceği kararıyla döndüğü Paris'te erkek bu kararını bir türlü gerçekleştiremez. Swannların Tarafı nda anlatılmış olan, Swann'ın bir Aşkı bölümünü çağrıştırır bu haller. Tüm kitap boyunca, kadın mı erkeği kandırıyor, yoksa tüm bunlar erkeğin zihninin okura birer oyunu mu, anlayamazsınız. Bazen bir ipucu, kadına ait bir yalan yakalarsınız, işte şimdi her şey çözülecektir, ancak tıpkı ge...
Kitaplar, geziler ve hayat