Blogumdaki kategorisi
şehirler köyler kasabalar ama, kendisi ne şehir ne köy ne kasaba.
New York bence dünyanın merkezi. Tam bir yıl önce bu sıralar, kaynayan NY caddelerinde yürüyor, buz gibi metrolarında donuyordum.
|
Rockefeller Center |
New York'ta bir hafta kaldım. Durup da fotoğraf çekmek, netlik ayarı yapmak için asla vakit yok; NY da, tıpkı kendisi gibi hızla, on parmakta on marifet çekilmeli, tüm karelere baktığım anda bende çağrıştırdığı şeyler hep
hareket: ister yeryüzü boyunca olsun, ister göğe doğru.
Kaldığımız otel Times Square meydanına bakan
Crowne Plaza NY ve biz 31. kattaydık, vardığımız sırada geceydi.
Sonunda tüm o âşığı olduğum cnbc-e dizilerinin ezberlediğim NY geceleri sahnelerini apaçık karşımda görüyordum; gökdelenler, araba kornaları, polis arabası sirenleri, yıldızları silen ışıklar ve gökleri yiyen gökdelenler.
|
Fifth Avenue |
|
St Patrick's Cathedral |
Şehir planı inanılmaz derecede düzenli ve bize sadece
On Adımda New York kitabı ve yoldan aldığımız bir metro planı yeterli oldu. Her yere pek çok metro hattı var, hem yürüyerek hem de metroyla pekçok yere gittik. 7 gün boyunca,
görmeden ölünmemeli denecek her köşesini gördüm, soludum, fotoğrafladım ve zihnime kazıdım.
|
Central Park |
Aman Tanrım! diyerek ağzım açık arşa bakmak suretiyle gezmekten ancak 3. gün vazgeçebildim.
|
Metropolitan Museum of Art |
Sabah çıkıyor, uzun ve geniş, bir tane bile
kahrolası üstgeçit çirkinliği olmayan, bir arabanın bile ayağınızı attığınız anda
korna çalıp size el kol hareketi yapmadığı caddelerde keşfe çıkıyorduk. Yurda döndüğümde uyum sıkıntısı çektiğim ilk konu bu sürücülerin yayalara saygısı konusuydu..
İlk ve en önemli şey: asla bir
tabela kirliliği yok. Kentin estetiğini sağlayan şey bu.
Ana caddeler boyunca dizi dizi dünyaca ünlü giyim, çanta, gözlük vb markalarının dükkanları beni benden aldı. Hepsi bir arada!
Bir tane bile AVM'de değil.
|
McGraw Hill binası |
İlk günün NY yıldızları: Central Park. Bölük bölük ilkokul çocuklarını getirmişti öğretmenler, en sevimliler ise siyah ırktan minik çocuklar. Bembeyaz çakıl taşları gibi gözleri.
En ürkütücü şey: tüm kuşların ağzı aşırı sıcaktan ve nemden açık.
Mutlaka güneş gözlüğü ve ince spor pabuçlar gerek. Son güne doğru herşeyi boşverip sandaletler. Şapka, güneş koruyucu da şart.
İlk günün diğer yıldızı Metropolitan Sanat Müzesi (
Metropolitan Museum
of Art). Orada üzeri bir örtüyle örtülü ilk siyah-beyaz fotoğraf baskısı da sergileniyor, Vincent van Gogh'un servili tabloları, Rodin'in heykelleri.
Her köşe başı hediyelik eşya dükkânı. Üzeri NY yazıları, ikonik görüntüleriyle dolu tüm objeler.
Sanatla mest olan herkes buraya girmeli, burayı solumalı.
|
Times Square |
Yemekler konusunda minik yerler, büyük yerlerden daha iyi, bir kere Amerikan mutfağı diye bir şey yok, bir sürü mutfağın birleşimi, bir sürü sosla katmerlenmesi var.
Her köşebaşında hindi satan Arap, Hintli seyyar arabacılar, her tarafta
Turkey yazıları!
Sebze meyve pahalı, elmaları tek tek satın alıyorsunuz.
Fast food çok ucuz ve daha ağır. Ama tabii dönüşte müthiş zayıf
haldeydim. Ankara'da bir kış boyu o kadar yürümemişimdir.
|
Times Square |
Anı fotoğrafları çekmenin vicdan azabıyla beraber, birkaç tane de siyah-beyaz damak zevkime uygun kare de çekmedim değil hani!
Akşam, hafifleyen sıcakla
Times Square
Meydanı'na adım attım! Herkes o saatte devasa billboardları izlemek
üzere oraya toplanıyor. Her renkten ırktan dilden insanlar. Tam bir
curcuna!
|
Hotel Crowne Plaze NY |
Çevrenizde herkes lıkır lıkır İngilizce konuşuyor müthiş bir duygu! TV kanalları yabancı dilde ve alt yazı yok, Jay Leno'yu canlı izliyor, bambaşka bir ülkenin gazetelerini okuyorsunuz. Twitter'da siz yazarken ülkenizde herkes uyuyor.
Tıpkı Japonya seyahatimde yaptığım gibi, bir
Amerika dosyası
da yaptım dönüşte, ve oraya dizmek üzere her
türlü müze biletini, broşürü, Amerikan vizesi belgelerini, tiyatro
kataloglarını, yiyecek ve alışveriş fişlerini sırt çantama attım!
İşte New York'ta bir gün böyle geçti!
© 2012 Fotoğrafların her hakkı
saklıdır.
Photos copyright by Serra Dag © 2012
en çok dikkatimi çeken AVM'lerin olmadığını yazdığın bölüm oldu..
YanıtlaSilEvet AVM yok. Paşa paşa yürü bul meali.:)
Silçok güzel anlatmışsın, fotoğraflara da bayıldımm, çok da kıskandım hani;)
YanıtlaSilemeğine, zevkine sağlık, müthişsin;)
sevgiler
Ay ay çok teşekkürler. Size de nasip olsun enn kısa zamanda. Her saniye fotoğraf çektim çünkü çok nadide bir seyahatti, müthiş anılar!
Sil