Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum.
Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır."
"Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güzel ve etkileyici bir metne dönüşüyor. Anlatılanlar bitmesin istiyorsunuz. Aslında konuların dağılmasının, Sargut'un bilgi derinliği ve şevkle bilgiyi paylaşmak istemesinden kaynaklandığını düşünebiliriz. Çok şey anlatmak istiyor, tüm konuları ilişkilendirmeyi arzu ediyor. Diğer kitapları da bu şekilde hazırladığı aşikâr.
"Hz. İbrahim/Fusûsu'l Hikem Çalışmaları" derlemesi, peygamberin ismine yönelip almanız halinde asla aradığınız veya beklediğiniz şeyi bulamayacağınız bir derleme, çünkü Hz. İbrahim ile ilgili ayetleri verdikten ve "Halil-Dost" makamından bahsettikten sonra, tamamen kelime bilmecelerine dönüşen bölümler geliyor. Özellikle Hakk'ın zâhirliği-Halkın zâhirliği bölümü, bu çift anlamlı ifadeleri tüm anlamlarıyla idrak ederek okumaya çalışırken yorucu bir deneyime dönüşüyor. Bu kitapları tasavvuf hakkında orta seviye bilginiz olsa bile bir yerlerde takılmadan okuma şansınız yok. Zaten kitapta ilerledikçe Hz. İbrahim'e yönelik izleri kaybediyor ve kendiniz metinle ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz.
"Affın Kapısı-Tövbe" derlemesi, tövbe konusunu tüm detaylarıyla el alsa da, toplandığı bazı kaynakların belirsizliği sonucunda yine dağınık ilerliyor. Buradaki "tüm detaylar"ı, bir analiz derinliğini veya genişliğini değil, kitabın derleme olması sebebiyle, birbiriyle çelişebilecek bazı rivayet veya aktarımları da içermesi anlamında kullanıyorum. Burada da yine ileri seviyede ikili kelime bilmeceleri karşınızda. Sadece, "tövbeye tövbe" konusundan bir örnek vereceğim, tasavvuf açısından çok güzel bir hedef olarak görünse de biraz belirsiz sulara da giriş yapıyor. "Kul günah işlemeye tövbe eder, tövbesini bozar, tekrar tövbe eder. Bu durumda tövbeye tövbe, tövbeyi gerektiren günaha tövbe demektir" (s.51).
Oysa basitçe, "tövbeyi gerektiren günaha tövbe", zaten bildiğimiz şekliyle tövbenin ta kendisidir.
İşin aslı, Cemâlnur Sargut sanatta farklı bir yere konumlandırılsa da tam olarak idrak edilemeyen, edebiyat alanında ise bazı kadın yazarların belli yerlere gelmek için kullanmayı pek sevmesi sonucu apayrı bir moda haline getirilmiş olan tasavvufun dilini çok karmaşık halde ortaya koyarak bir nevii bu kaosa katkıda bulunuyor. İslâma eşlik edebilecek en güzel düşünce yolu iken, tamamen bir Kabbalah noktasına getirilen, yeni bir din gibi sunulması pek sükse yapan tasavvuf, halka daha sade bir şekilde, ve hedef değil ancak araç olduğu hakikatiyle anlatılmaya ihtiyaç duyuyor.
Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır."
"Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güzel ve etkileyici bir metne dönüşüyor. Anlatılanlar bitmesin istiyorsunuz. Aslında konuların dağılmasının, Sargut'un bilgi derinliği ve şevkle bilgiyi paylaşmak istemesinden kaynaklandığını düşünebiliriz. Çok şey anlatmak istiyor, tüm konuları ilişkilendirmeyi arzu ediyor. Diğer kitapları da bu şekilde hazırladığı aşikâr.
"Hz. İbrahim/Fusûsu'l Hikem Çalışmaları" derlemesi, peygamberin ismine yönelip almanız halinde asla aradığınız veya beklediğiniz şeyi bulamayacağınız bir derleme, çünkü Hz. İbrahim ile ilgili ayetleri verdikten ve "Halil-Dost" makamından bahsettikten sonra, tamamen kelime bilmecelerine dönüşen bölümler geliyor. Özellikle Hakk'ın zâhirliği-Halkın zâhirliği bölümü, bu çift anlamlı ifadeleri tüm anlamlarıyla idrak ederek okumaya çalışırken yorucu bir deneyime dönüşüyor. Bu kitapları tasavvuf hakkında orta seviye bilginiz olsa bile bir yerlerde takılmadan okuma şansınız yok. Zaten kitapta ilerledikçe Hz. İbrahim'e yönelik izleri kaybediyor ve kendiniz metinle ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz.
"Affın Kapısı-Tövbe" derlemesi, tövbe konusunu tüm detaylarıyla el alsa da, toplandığı bazı kaynakların belirsizliği sonucunda yine dağınık ilerliyor. Buradaki "tüm detaylar"ı, bir analiz derinliğini veya genişliğini değil, kitabın derleme olması sebebiyle, birbiriyle çelişebilecek bazı rivayet veya aktarımları da içermesi anlamında kullanıyorum. Burada da yine ileri seviyede ikili kelime bilmeceleri karşınızda. Sadece, "tövbeye tövbe" konusundan bir örnek vereceğim, tasavvuf açısından çok güzel bir hedef olarak görünse de biraz belirsiz sulara da giriş yapıyor. "Kul günah işlemeye tövbe eder, tövbesini bozar, tekrar tövbe eder. Bu durumda tövbeye tövbe, tövbeyi gerektiren günaha tövbe demektir" (s.51).
Oysa basitçe, "tövbeyi gerektiren günaha tövbe", zaten bildiğimiz şekliyle tövbenin ta kendisidir.
İşin aslı, Cemâlnur Sargut sanatta farklı bir yere konumlandırılsa da tam olarak idrak edilemeyen, edebiyat alanında ise bazı kadın yazarların belli yerlere gelmek için kullanmayı pek sevmesi sonucu apayrı bir moda haline getirilmiş olan tasavvufun dilini çok karmaşık halde ortaya koyarak bir nevii bu kaosa katkıda bulunuyor. İslâma eşlik edebilecek en güzel düşünce yolu iken, tamamen bir Kabbalah noktasına getirilen, yeni bir din gibi sunulması pek sükse yapan tasavvuf, halka daha sade bir şekilde, ve hedef değil ancak araç olduğu hakikatiyle anlatılmaya ihtiyaç duyuyor.
Ya Allah'ın Sevdikleri!
Tasavvuf Sohbetleri, Cemâlnur Sargut
sorular: Ferda Yıldırım
Nefes Yayınları, 4. baskı
Mart 2018, 254 sayfa
Hz. İbrahim
Fusûsu'l Hikem Çalışmaları
Cemâlnur Sargut
Nefes Yayınları
3. baskı, Şubat 2017
156 sayfa
Tövbe - Affın Kapısı
Cemâlnur Sargut
Nefes Yayınları
2. baskı, Mayıs 2017
150 sayfa
Hiç okumadım yazarı. TV de görmüştüm. Ama izlemedim.
YanıtlaSilLuckyClub Casino Site Review 2021 | Live Roulette, Slots & Table Games
YanıtlaSilWe list the top online casinos in the UK with a large number of slots and table games, with a high RTP in our review. Get luckyclub.live the latest bonus