Hayatımızın pekçok günü gibi güneşli, mavi ve bulutlu bir gökyüzü vardı dün; ne güneş bizi hayal kırıklığına uğratıp geç kalmıştı, ne bulutlar bizi yarı yolda bırakıp gölgelerini esirgiyorlardı. O hâlde o günün yazılmaya değer yanı neydi? O gün, SEM eğitimine gidiyordum. Cümleyi tekrar yazayım: Ve o gün, evrenin bir köşesindeki bir galakside, minicik bir noktada maviş maviş ışıldayan dünya üzerindeki kıtalar, ülkeler arasında, jeopolitik konumuyla biricik bir ülkenin gözbebeği bir şehrinin bir semtinde, 20 dakika yol aşıp SEM eğitimine gidiyordum. Yol boyunca, nasıl daha lâyıkıyla şükür edebilirim, diye düşündüm, aslında bir aydır sürekli bunu düşünüyordum. Herşeyi birkaç günde kanıksayıp en büyük sevincini bile normalleştiren insanın nankörlüğe temayülünü bilerek. Bilgi yoluna ilerlemek, bilgiyi aramak, hayat boyu öğrenmek, ne güzel şeydi! (Belki de bu yazının başına, Bu bir şükür yazıdır. diye yazmalıydım.) Hepimiz aynı veya benzer şeyler yaşasak da, şükrümüz bizi herkeste...
Kitaplar, geziler ve hayat