Satranç, satranç üzerine yazılabilecek en güzel kitaplardan birisi bana göre. İsminden yola çıkarak satranca özgü stratejik ve bir yolcu gemisinde geçtiğine göre tatil havasında huzurlu şeyler okuyacağınız zannıyla elinize alacağınız bu kitap, sizi son derece şaşırtıcı bir hikâyenin içine sürükleyecek.
Kitabın arka kapağındaki yazıların yanıltıcılığı üzerine de iyi bir örnek teşkil ediyor, "New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde bir araya gelen, yeni dünya satranç şampiyonu, eski bir satranç oyuncusu ve bu konuyla sıradan bir insandan daha fazla ilgilenmemiş bir kişinin hikâyesi". Hayır, pek de öyle denemez. Eski bir satranç oyuncusunun geçmişindeki akla hayale gelmeyen bir kesiti önümüze çıkaran, eski ve yeniyi karşı karşıya getiren talihin kısa bir öyküsüdür bu.
Satranç, İş Bankası Kültür Yayınları ve Can Yayınları tarafından satışta, önceki kitap yazımda da olduğu gibi yine iki çevirmen arasında seçim yapmak durumunda kaldım. Yakın zamanda yitirdiğimiz Ahmet Cemal'in çevirisini aldım, birkaç çevirmen notuyla kendisinden de birkaç kelime okumuş oldum.
Psikolojik irdelemeler bir Zweig klasiği olarak bu kitapta da var, zaten artık eserlerini Zweig Klasikleri değil, bu tarzını Zweig klasiği olarak anmak gerek. Zweig aslında bu öyküyü dallandırıp budaklandırarak bir romana da dönüştürebilirdi, koca bir kurguyu tıpkı bir satranç stratejisi üzerine kurabilirdi, bir an bunu da ümit ettim, ancak bu pek de onun tarzı olmazdı, ve kendisi de kesin bir son belirleyerek tadında bırakmayı seçmiş - veya düştüğü karamsarlık içerisinde, uzun uzadıya bir roman yazmak için pek fazla ömrü kalmadığını da seziyordu.
Kitabın arka kapağındaki yazıların yanıltıcılığı üzerine de iyi bir örnek teşkil ediyor, "New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde bir araya gelen, yeni dünya satranç şampiyonu, eski bir satranç oyuncusu ve bu konuyla sıradan bir insandan daha fazla ilgilenmemiş bir kişinin hikâyesi". Hayır, pek de öyle denemez. Eski bir satranç oyuncusunun geçmişindeki akla hayale gelmeyen bir kesiti önümüze çıkaran, eski ve yeniyi karşı karşıya getiren talihin kısa bir öyküsüdür bu.
Satranç, İş Bankası Kültür Yayınları ve Can Yayınları tarafından satışta, önceki kitap yazımda da olduğu gibi yine iki çevirmen arasında seçim yapmak durumunda kaldım. Yakın zamanda yitirdiğimiz Ahmet Cemal'in çevirisini aldım, birkaç çevirmen notuyla kendisinden de birkaç kelime okumuş oldum.
Psikolojik irdelemeler bir Zweig klasiği olarak bu kitapta da var, zaten artık eserlerini Zweig Klasikleri değil, bu tarzını Zweig klasiği olarak anmak gerek. Zweig aslında bu öyküyü dallandırıp budaklandırarak bir romana da dönüştürebilirdi, koca bir kurguyu tıpkı bir satranç stratejisi üzerine kurabilirdi, bir an bunu da ümit ettim, ancak bu pek de onun tarzı olmazdı, ve kendisi de kesin bir son belirleyerek tadında bırakmayı seçmiş - veya düştüğü karamsarlık içerisinde, uzun uzadıya bir roman yazmak için pek fazla ömrü kalmadığını da seziyordu.
Satranç, Stefan Zweig
çev. Ahmet Cemal
İş Bankası Kültür Yayınları, Bütün Eserleri: 4,
7. basım, 77 sayfa
İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir Web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin!