Ana içeriğe atla

Nefis: Kusurları ve Tedavileri

İslâmi eserlere karşı büyük bir merakım var. Ancak her bulduğunu okumamak, okunacak kitabı araştırmak ve güvenilirliğine itimat etmek özel bir önem taşıyor. Çünkü bu eserler çok farklı ilim seviyelerine hitâp edebiliyor. Dolayısıyla bu eserleri seçerken izlenecek yol da, öz bilinç ve birikim seviyesine uygun olarak ilerliyor.

Tasavvuf ve İslâmî ilim kitaplarından okuduğunu paylaşma konusunda, edebî kitaplar kadar özgür olamamak da bir gerçek bu devirde. Herşey ama herşey üzerine pıtrak gibi kitaplar ve yorumlar yazılıyorken, en temel eserlerin, bizi bize anlatan, bizi biz için uyaran kitapların ve yorumlarının ortada görünmemesinin sebep ve sonuç olduğu bir döngüyü kırmaktır bu kitap yazılarının amacı. Peki hiç kimse bu eserlerle ilgili yazı paylaşmazsa, bir kitabı almadan önce araştırma yapacak olan insanlar, neyi nasıl bulacak? Kitap satış sitelerindeki hiçbir anlamı olmayan yıldızlara mahkûm muyuz?

İnsan nefsi, içinde büyük fakat kontrolsüz bir güç taşıyan cevher, ve bu kitap da onu tanımaya yardımcı olacak kitaplardan birisi. Nefsin tüm özellikleri, aslında Ku'an'da ayetlerde ya açıkça ya alt-mesaj olarak bahsedilir. Bu kitap temel başlıklar ile başlangıç seviyesinde bunları bir arada sunuyor. Ayetler, kâh uyarı bşalıklarında, kâh nasihat metinlerinde yer alıyor.

Nefsi yoksaymak ya da onu bastırmak değil, onun temayüllerini öğrenmek ve ona tam sesini yükselttiği anda muhalefet etmek ise, terbiyesi. Bu terbiye, tamamen bilinç ile mümkün.

Daha güzel olan ise, bu yolda kendi benliğinizden farkındalıklar ekleyebilirsiniz. Okurken, a evet ben de böyle yapıyorum! diyebilirsiniz. Nefsin kusurları saymakla bitmez, mutlaka farkında olduğunuz size ait kusurlar da vardır. Daha da bilmediğiniz fakat sakınılması gereken kusurlara işaret etmesi de çok güzel.

Kitabın mutmaîn olan nefse hitap (Fecr, 27) ile açılış yapması, bu kelimeye özel bir hayranlık ve ilgi duyan benim için de müthiş oldu. Bazı başlıkları buraya alalım.

Nefsin kurtuluş kapısında olduğunu zannetmek
Kendini hayır ehlinden saymak
İç âlemini terk edip dışını süslemek
Yaptığı amellerin karşılığını beklemek
Sahip olduğu ilim ile lider olmayı istemek ve kibirlenmek
Övülmekten hoşlanmak
Allah'tan hayırlısını istediği halde takdirine razı olmamak
Çok temennide bulunmak
Dünya malını çoğaltma hırsı
Tamah (açgözlülük)
Kendi yaptıklarını güzel, başkalarınınkini ise kötü görmek
Nefse şefkat göstermek, acımak
Rızk kaygısı çekmek
Konuşarak insanları etkilemeye çalışmak
Sıkıntısız rahat bir hayat talep etmek
Yaptığı ibadetleri güzel görmek ve bununla yetinmek
İnsanların övgülerine aldanarak gururlanmak
Malvarlığı olduğu halde muhtaç gibi görünmek
Kendisine lütfedilen nimetlerin asıl sahibini bilmemek
Vakti zâyi etmek
Öfkelenmek
...

Şu alıntıyla bitirelim,
"Emirleri hafife almak, Emredeni az tanımaktan ileri gelir." (İsmail b. Mecid, yazarın öz dedesi)


Nefis: Kusurları ve Tedavileri
(Uyûbü'n-Nefs ve Müdâvâtühâ)
Tasavvuf Klasikleri
Ebû Abdurrahman Sülemi
çeviri: Abdullah Suat Demirtaş
Semerkand Yayınları, 8. baskı, İstanbul, 2016.
126 sayfa


İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.

Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir Web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze