Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"İsimsiz"

Ortaokuldayken İngilizce dersinde işlediğimiz kitapta bir ünitede, minik bir kare içinde yere oturmuş bir şeyler okuyan spor giyimli bir delikanlı resmi vardı; yanında da bugün bile anımsadığım bir cümle: Christian is 16. He is good at school, loves playing basketball - but he has never read a whole book. O yıllar kütüphaneden çıkmayan, ciltli kitap kokusuna bayılan benim için bu durum tuhaf gelmişti. Şanslıydım, bir ortaokul için zengin bir kütüphaneydi.  Doktoraya başladıktan bu sorunu ben de yaşamaya başladım. Kitap alıyor, başlıyor fakat bitiremiyordum, genelde önceki okuduklarımı unutuyor ve unutunca yeniden başlıyordum, anımsamaya başlarken ise uyuyakalıyordum. Yeniden başlamak boynumun borcuymuş gibi. Çantamda taşımayı ise hâlâ sevmem, buruşur kırışır kapağı. Reva değil gibi gelir. Çünkü en çok, kitapların ciltlerini, kapaklarını severim. Kapaktaki minik kare içinde güzel yağlıboya eserleri. Sade, beyaz, mat kapaklar.. Harflerin şekillerini, fazla büyük olmayan, tırnak