Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Noktadaki Nokta Üzerinde Kuşlar Gibi Hafif

Hayatımızın pekçok günü gibi güneşli, mavi ve bulutlu bir gökyüzü vardı dün; ne güneş bizi hayal kırıklığına uğratıp geç kalmıştı, ne bulutlar bizi yarı yolda bırakıp gölgelerini esirgiyorlardı. O hâlde o günün yazılmaya değer yanı neydi? O gün, SEM eğitimine gidiyordum. Cümleyi tekrar yazayım: Ve o gün, evrenin bir köşesindeki bir galakside, minicik bir noktada maviş maviş ışıldayan dünya üzerindeki kıtalar, ülkeler arasında, jeopolitik konumuyla biricik bir ülkenin gözbebeği bir şehrinin bir semtinde, 20 dakika yol aşıp SEM eğitimine gidiyordum. Yol boyunca, nasıl daha lâyıkıyla şükür edebilirim, diye düşündüm, aslında bir aydır sürekli bunu düşünüyordum. Herşeyi birkaç günde kanıksayıp en büyük sevincini bile normalleştiren insanın nankörlüğe temayülünü bilerek. Bilgi yoluna ilerlemek, bilgiyi aramak, hayat boyu öğrenmek, ne güzel şeydi! (Belki de bu yazının başına, Bu bir şükür yazıdır. diye yazmalıydım.) Hepimiz aynı veya benzer şeyler yaşasak da, şükrümüz bizi herkeste

Sabika Sheikh ve Yeniden Dirilecek Umutlar

Sabika Sheikh, Youth Exchange and Study Öğrenci Değişim Programı ile geldiği Teksas Santa Fe Lisesi'nde Cuma günkü silahlı saldırıda yaşamını yitiren iki öğretmen ve sekiz öğrenci arasındaydı. Ben şu noktadan bakmak istiyorum. Keşke Sabika'nın yaşadığı yerde yeterli eğitim, okullar olsaydı ve babasının dediği gibi sınıfında bir kere bile başarısızlık göstermemiş böyle değerler, ilmi yurtdışında aramak zorunda kalmasaydı. Bu, az gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler, yani bizim için de geçerli bir dilek. Şimdiden çevremde çocuğunu kesinlikle yurtdışında okutacağını  söyleyen oldukça fazla sayıda insan var. Kültürlerarası bir değişimden söz etmiyorum. "Gitsin kurtulsun!" fikrinden bahsediyorum. "Okusun gelsin ülkesine katkısı olsun," değil, "orada yaşasın, mümkünse ölene kadar, vatandaşı olsun, pasaportlar vizeler, burada sürünmesin, kim vurduya gitmesin, burada eğitim, sağlık, can güvenliği, ekonomi, insan hayatı, ..." diye ilerleyen ifadeler

Zweig Maratonu V - Mecburiyet

Her okuyanı savaş, barış, vatan, askerlik gibi konularda test edecek bir kitap  Mecburiyet , herkesin bu konudaki görüşünü ölçüp biçmesine, yeniden düşünmesine neden olacak. Tam da savaş, askerlik konuları ülkemiz gündeminde Zeytin Dalı Harekâtı ile önemli yer tutmaktayken. Askere alınmamak için İsviçre'ye kaçmış olan ressam Ferdinand'ın yaşamından 3 günlük bir kesit veriyor olsa da, bu metin bana göre tam anlamıyla Zweig'ın kendisini yansıtmaktadır. Savaş karşıtı olduğunu bildiğimiz yazarın belki de birebir kendi yaşanmışlıklarının farklı bir çerçevede sunulmasıdır - kendisi de bir Yahudi olan Zweig eşiyle birlikte 2. Dünya Savaşı sırasında önce İngiltere'ye, ardından Brezilya'ya göç etmiştir. Askerliğe elverişliliğinin tespiti için konsolosluğa davet edilmesiyle birlikte Ferdinand için kendi iç dünyası ve karısı arasında kaldığı korkunç bir ikilem başlar. Karısıyla barış, hümanizm ve dünya vatandaşlığı konularında eskiden beri tam bir uyum içindeyken, kendi