Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Tatlı Huzur...

Karşıdaki güzelim tarlaların, kendi başınalığıyla bile yeğlenesi makilik tepelerin cin müteahhitlerce yok pahasına köylülerden alınmasına, üstlerine sezon içinde koca koca apartmanlar dikilmesine, tüm dairelerin İngilizlere Ruslara İspanyollara patır patır satılmasına ses çıkarmayan devletimiz, karşıdaki 30 yıllık sitede yok bu villanın ön bahçesini daralttın buraya taş döşedin, blablabla diyerek ceza almasını bilmekte, sitenin bakkalı gazinosu sittinsene aynı yağla kavrulup dururken bakkalı da gazinoyu da eller rahatsız oluyor diye içerilere sürmekte, elin narin bünyeleri irkiliveriyor tüyleri kalkıveriyor diye Anadolu çocuğumun zıp zıp atladığı çığlık çığlığa su sıçrattığı iskeleyi kaldırtıvermektedir. Ne var ki Ramazan ayına denk gelmiş bu kavruk Ağustos'ta, iftar vakti pideleri kapıp bisikletleriyle vızır vızır geçen çocukların, önlerinden geçtikleri bahçeye Afiyet olsun! diye seslenmelerini, orada yiyenlerin ufacık çocuğa koskoca bir adam gibi buyur beraber olsun demesin

Guermantes Tarafı

Bu kitabı, hakkında yazacağım yazıyla ilgili zihnime en ufak bir şey gelmeden okudum. Belki de böylesi daha iyidir, bir yazar gözlüğüyle değil, bildik bir okur gözlüksüzlüğüyle okursunuz. Alıntılamak bir yana, aynen koymak isteyeceğiniz nice cümle ve hatta paragraf görürsünüz, ama o anda kitabı elinizden bırakıp, bilgisayarın başına geçip yazmanız imkânsızdır; çünkü bu o sayfayı bırakıp gitmek, o dünyadan çıkmak demektir: Guermantes Tarafının dünyasından. İşin aslı, bu kitap başka bir şekilde yazılmıştır, yazarı, kullandığı kelimeler aynı olmasına rağmen. Guermantes ailesinin kiraya verdiği bir evde yaşamaya başlamasıyla yazar, bir soylu olmamasına rağmen önce Guermantes Düşesi, ardından Dükü, onun ardından düşesin kuzini olan Guermantes Prensesi, onun kocası olan Prens derken, gerçek anlamıyla sosyete salonlarına girer. Tüm soylular, ona nadide bir elmas tanesiymiş gibi davranır, oysa ciltler boyunca kendisiyle ilgili tek bir övünç cümlesi okumamışsınızdır, hatta daha ziyade narin