Ana içeriğe atla

Kasım'da Londra Başkadır / London in November

Çünkü Londra'nın kendisi de bir Aşk.
Saat 12'de Westminister durağından çıktığım an üzerime onun gölgesi düştü. Saat kulesinin. Bir anda dibimde biteceğini hiç ummazdım! Ve 1-2 dakika içinde çalmaya başladı, 12 kere - ve herkes fotoğraf modundan video moduna geçti.
Müthiş soğuk ve güneşli bir günde..

Durak çıkışı hemen bir büfe karşılıyor sizi, vakit kaybetmeden Londra haritalarından bir tane alın. Birkaç çeşit var, katlamakla uğraşmayacağınız, sayfalı olanları yeğleyin.

Because London itself is a love.
As ı stepped out of tube in the afternoon, its shadow fell upon me. Big Ben. I wasn't expecting to see it so immediately! And it started to toll in a minute, 12 times - the best time to witness all, and everybody had already shifted to video mode.
It was a very cold, cold and sunny day...

Next to the tube station, on the street, a small buffet welcomes you, grab a London map no matter what. There are a variety of maps, prefer the ones with pages, to avoid opening it large in the middle of the streets.


 Hemen karşısında Westminster Abbey; bu da bahçesi. Ölen askerler anısına düzenlenmiş minik haçlar. Yanında daha minik bir kilise, St Mary's. /
Westminster Abbey on the opposite, and this is its front garden. In memorial of the soldiers lost. Next, a small church, St Mary's.
Kırmızı otobüs. Cromwell heykeli ve sıkıntıdan patlar gözüken yerliler. /
Red double-deck bus. Cromwell statue and the locals sitting bored. 
 Westminster Abbey içerisinden orta avlu. Burayı tam olarak gezebilmek yaklaşık iki saatinizi alıyor. Giriş ücretli. Bu, kulaklıklı turun ücretsiz olduğunu söylemenin başka bir yolu. Girişteki uzun kuyruklara kalmamak için öğle öncesi saatleri tercih etmek gerekiyor. İçeride fotoğraf çekemiyorsunuz. Pek çok kral-kraliçe burada taç giymiş ve çoğunun mezarları da burada. Bazı İngiliz yazar ve müzisyenlerin de. Hediyelik eşya dükkânı ise son derece güzel. Düşes Kate ve Prens William'ın burada evlenmesi müthiş sayıda turist çekiyor. /
To be able to see every detail, you need to spend at least 2 hours in Westminster Abbey. You have to pay to enter. This is another way of saying the headphones and tour equipment is free. To avoid the lengthy lines, you have to get there before noon. It is forbidden to take photos inside the abbey. The abbey had witnessed many coronations, weddings and funerals of kings and queens. there are also memorials or tombs of some British poets, novelists and musicians. The gift shop is very nice. all books and souvenirs about the wedding of Duke and Duchess of Cambridge attract a considerable number of tourists and buyers.

 Churchill heykeli ve Big Ben. Saat 2. Solda metro girişi var, önünde ise yiyecek büfeleri. Hemen bir sandviç, kek ve portakal suyu alın ve günün kalanı için enerji depolayın! /
Statue of Churchill, watching Big Ben. on your left is the tube, and some small snack cafes. Get a sandwich, cake and orange juice, and you are ready for the rest of the day!

 Parlamento binası bahçesinden / a view from the garden of Houses of Parliament
 Sonunda! Sonunda ben de milyonlarca benzeri olan bu kareyi çekebildim. Birkaç bin tanesi zaten ben bu köprüde dikilirken çekilmekteydi! /
Finally! Finally I managed to take a picture which has some billions of copies similar to each other. Some thousand images of this scene was already being taken while I was standing on this bridge!
 Thames Nehri. Müthiş bir andı. /
River Thames. It was a magnificent moment.
 London Eye. Caddenin bir tarafındaki kaldırımda bir güruh aşağıya, karşı kaldırımdakiler ise yukarıya yürüyor, daha doğrusu yürüyemiyor, sürekli fotoğraf çekiliyor... /
London Eye. People on the left side pavement are flowing downwards, and crowd on the right side are walking towards Big Ben - in fact, trying to walk, it is not possible to take a shot without any foreign face entering the view. 
Bakers Steert; Sherlock Holmes Müzesinin hemen yanındaki London Beatles dükkânı. Müze önündeki kuyruk 5-6 mil uzunluğunda desek yalan olmaz. /
London Beatles shop next to Sherlock Holmes museum on Baker's Street. The line in front of the museum is 5-6 miles long, so it is wise to give up early.
 Dominion Theatre. Sayesinde 3 kez kaybolmaktan kurtuldum. /
This place saved me from getting lost three times.

 British Museum yolları taştan.. Telefon kulübeleri, sağa sola serpiştirilmiş küçük mücevherler misali. Beyaz şeritli kırmızı tuğlalı binalar.../
The path to British Museum is not easy to find. It is very far to tube station, and causes you to lose your direction. The phone boxes are just like little red jewels, scattered around the red-bricked buildings.
 British Museum. Akşam saatleri. / In the evening.
 "Gülümse!"/ "Smile!"
 Aslında Mısır uygarlığına ait tarihi eserlerin, zamanında kâşiflerce nasıl yüklenilip yüklenilip ülkeye getirilişinin acıklı bir masalıydı bu. Nitekim, Türkiye'den de alınıp getirilmiş eserlerin olduğu bölümde duvara asılı bu metin nasıl içimi sızlattıysa, bir Mısırlı kim bilir neler hissediyordur. /
In fact this is a sad story of how the people had carried all the treasures from Egypt to Britain in the past. ı can guess how an Egyptian can feel, as I was reading these sentences explaining how these findings were found in lonely hills and carried away from Turkey.
 Eski Çin'e ait kemer tokaları. Koleksiyonlar içinde en nadidelerden biriydi. Fildişi ve yeşim taşı işlemeleri göz alıcıydı... Koridor Çinlilerle dolup taşıyordu. /
Belt buckles from ancient China. one of the most beautiful collections. Ivory and jade embroidery were stunning. The narrow corridor was full of Chinese tourists.
 Eski Çin'e ait siyah bir tabak. Çok beğenmiştim. Şansıma, telefon da harika çekti. /
An amazing black plate from ancient China. Loved it. I was lucky, my phone took a clear picture of it.
 İznik çinilerimiz. İç sızlama sebebim. Aynı katta Damask çinileri de vardı, ve bizlerin bu sanatı nasıl mükemmele taşıdığımızı gördüm. İslâmi eserler bölümü en alt kattaydı ve pek ziyaretçisi var denemezdi. Ama ben tüm müzeyle birlikte, bu bölümü de kaçırmadım. /
Our İznik tiles. another reason of regret. They were stolen from our mosques. there were Damasque tiles in the same room. I witnessed how we have carried this art to a higher point. Islamic history gallery was below the ground floor and was not attracting so many tourists. However, I didn't miss it.


 Muhteşem bir örnek ve bize ait. Ayrıca metinlerde, lâle figürünün Avrupa'ya Osmanlı ile tanıtıldığı da yazıyor, ki bunu okumak bana iyi geldi. (Bkz arkadaki son cümle) /
Another amazing piece and comes from Turkey. Also, the text was mentioning that the tulip figure was spread from Turkey to Europe those times (see the latest sentence at the back).
 Gece vakti Londra sokakları... Londra evleri.. Londralılar evlerinde çay içiyor. Ben de trene yetişmeye çalışıyorum. Biraz yağmur atıştırıyor. /
London at night. Luxury houses, and people are having tea now. I am trying to catch the train. Some sprinkles of rain.

Daha çok gezilecek yer var. Bir dahaki Londra yazısında... /
Still too many places to see. Next time...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze