Ana içeriğe atla

KOKU

Görsel varken yazı neye yarar?

Gelişen teknoloji ve hızını alamayan hayatın karşısında bu soruyu sorabilecek herkese birisi çoktan bir yanıt vermiştir: Süskind.

Bir film izlerken sürekli açıklama yapan bir üst ses dinlemek ne kadar anlamsızsa, bazı kitapların filmi de o kadar yavan olmaya mahkûmdur. Onyıllarca her türlü yönetmenin filmini çekmeye çalıştığı bir romandır bu. En sonunda bir filmi çekilebilmiştir, ancak film kitabın bir görsel özetidir, denemesidir yalnızca. Bunun sebebi asla görsele dökülemeyecek, sinemanın devamlılığıyla ifade edilemeyecek duygulanımlar, arayışlar ve içsel durumların kitapta son derece bol olmasıdır. Bunun da sebebi, yazarın, koku gibi, asla ele avuca sığmaz, dokunulamayan tadı alınamayan görülemeyen ve işitilemeyen bir şeyi, kelimelerle anlatmaya soyunmuş olmasıdır.

Kahramanın üzerindeki, okudukça sizin apaçık gördüğünüz, oysa kitapta kelimelere asla dökülmemiş bir sis misali uğursuzluğu sinemada hiçbir CGI teknolojisiyle kendinize güldürmeden yaratamazsınız. Oysa bunu kelimeler yapar. Bundan adınız gibi eminsinizdir. İşte kelimelerin ve cümlelerin yaratma gücü budur. Bambaşka bir dünyaya açılan kapıları görürsünüz sayfaları çevirdikçe. Yazının gücüyle. Yaşamınızda okuyabileceğiniz en etkileyici romandır. Bu kitabı okumadan ölmemek gerekir.


Koku (Das Parfum), Patrick Süskind
çev. Tevfik Turan
260 sayfa, Can Yayınları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayın...

İnsancıklar

İki adet alıntı sunuyorum sizlere. Birincisi, Ah şu masalcılar! Yazacak yararlı, hoş, kişiye haz veren bir şey bulamazlar da, ne kadar pislik varsa dökerler ortaya! Yetkim olsa yazmayı yasak ederdim onlara! Ne biçim şeylerdir yazdıkları? Okurken ister istemez düşünüyor insan... Kafasını kaşıyor. İnan olsun yasak ederdim onlara yazmayı! Basbayağı yasaklardım. (Kn. V. F. Odeyevski) Bu da diğeri; Ah şu hikayeciler yok mu!... Faydalı, hoş, ruh okşayan yazılar yazmazlar da, şunu bunu karıştırıp, ortaya dökerler. Elimden gelse, topunun yazı yazmasına engel olurdum. Nedir bu, okursun, okursun... alır seni bir düşünce... Aklına saçmasapan şeyler gelir. Vallahi, yazdırtmazdım bunları, hepsini yasak ederdim. (Prens V. F. Odoyevski) Dostoyevski'nin İnsancıklar romanı bu metinle açılıyor. Ancak iki farklı çevirmenle, metnin hangi noktalara gideceğini göstermek istiyorum. Bu incecik kitabın bana edebi çeviri' nin neredeyse çevirmenin edebiyatı olduğunu farketmemde faydası oldu. Ru...

Kitap Bağışı

BU YAZIDAKİ KİTAPLARIMIZIN HEPSİNİN BAĞIŞI SONLANMIŞTIR. DİĞER BAĞIŞLAR İÇİN "BAĞIŞ" ETİKETİ ALTINDAKİ YENİ YAZILARA BAKINIZ. Her taşınmamda, kitaplığımı şöyle sıkı bir elemeden geçirir, 'başkaları da okusun' niyeti ağır basarak, en kıyamadıklarım hariç, pekçok kitabımı ayırırım. Bu şekilde 3 kere topluca kitap bağışladım. Bu yıl blogun da varlığıyla, daha uzaktaki insanlara erişmek istiyorum. Kitapların listesini aşağıya ekliyorum. 15 roman, 10 bilimsel kitap, 15 inceleme. İstediğiniz kitap hangisiyse, bu postun altına o kitabın liste numarasını yazmanız yeterli . Ancak önce 'Bu siteye katılın' düğmesini tıklamanız gerekiyor, çünkü e-mail adresinizi yazmanız istenecek. Üye olunmadan yapılan istekler 'anonim' gözükeceklerinden, dikkate alınmayacak.  Bir kişiye en fazla 5 kitap gönderebileceğim. Kargoyu karşı ödemeli yollamaktayım ve beni anlayışla karşılayacağınızı umuyorum, şubeye bir sürü kitap taşıyacağım çünkü. Haydi başlayalı...