Neden okuduğumuz çoğu kitabı unuturuz? çevirimde yazarının isabetle bahsettiği, okuduklarını değil, ama okurkenki şahsi tecrübelerini hatırlama ile ilgili biraz daha düşünmek gerekiyor. İnsan, hep kendine yönelik anımsamalarda bulunur, ve okuduğu binlerce satır zamanla sönüp gider, çünkü sürekli kendini arama hâlindedir, onu ona en çok anlatan metinleri bulmak, okumak ister.
Ne var ki saksı tasarımından bardak dekorasyonuna her ülkede ve her şehirde üstüne üstüne gelen kitap yığınları içinde, aradığını bulması kolay değil. Aynı düsturla yazılmış olan edebî kitaplarda da okuduklarımız, aslında kendimizi ve duygulanımlarımızın yansımalarını aramaktan ibaret. Bu kitaplar görünürde insan hayatı, ilişkileri, sıkıntıları, sevinç ve sevgileri üzerine yazıldıysa da, en objektif biyografiden en soyut şiire kadar, yazarının hayat görüşü/hayatı ile sınırlı olup, ne kadar genelleştirmeye çalışılırsa çalışılsın, "o kitabı nerede okumuştum, şurada, alırken aklımda ne vardı, şu vardı," gibi anımsama biçimlerinin gerisinde kalırlar.
İnsanlar uzun süredir, kendilerini yine insanların kalemlerinden okuya okuya, benliklerinin giderek dar çerçevelere hapsedildiği, bu mahpusluğun da yansıdığı hayatlar yaşıyorlar. Oysa bunlar, kendini tanımak için bir kitap alıyorken, başkalarının anlattığı şeyler olarak kalıyor.
Oysa benliğimizin sınırlarını sadece başkalarının kalemini okuyarak aramak, pencereden bakarak şehrin sınırlarını düşlemek gibi. Kitapların sayısının bu kadar çok olup, okunma veriminin (sadece ülkemiz değil) bu kadar az olma sebebi de budur bana göre. Okuyoruz ve anladığımız şey yine kendi arayışımızla ilgili (Orhan Pamuk'un, Saf ve Düşünceli Romancı'da anlattığı gibi). En edebi kitaplardan en direkt reçeteli hayat kitaplarına kadar.
Susuzluk çeken birisinin, gidip su içmek yerine, su hakkında kitaplar okuması gibidir bu. Oysa gidip o suyu içmesi gerekir. (Nouman Ali Khan)
(devamı II. yazıda)
Ne var ki saksı tasarımından bardak dekorasyonuna her ülkede ve her şehirde üstüne üstüne gelen kitap yığınları içinde, aradığını bulması kolay değil. Aynı düsturla yazılmış olan edebî kitaplarda da okuduklarımız, aslında kendimizi ve duygulanımlarımızın yansımalarını aramaktan ibaret. Bu kitaplar görünürde insan hayatı, ilişkileri, sıkıntıları, sevinç ve sevgileri üzerine yazıldıysa da, en objektif biyografiden en soyut şiire kadar, yazarının hayat görüşü/hayatı ile sınırlı olup, ne kadar genelleştirmeye çalışılırsa çalışılsın, "o kitabı nerede okumuştum, şurada, alırken aklımda ne vardı, şu vardı," gibi anımsama biçimlerinin gerisinde kalırlar.
İnsanlar uzun süredir, kendilerini yine insanların kalemlerinden okuya okuya, benliklerinin giderek dar çerçevelere hapsedildiği, bu mahpusluğun da yansıdığı hayatlar yaşıyorlar. Oysa bunlar, kendini tanımak için bir kitap alıyorken, başkalarının anlattığı şeyler olarak kalıyor.
Oysa benliğimizin sınırlarını sadece başkalarının kalemini okuyarak aramak, pencereden bakarak şehrin sınırlarını düşlemek gibi. Kitapların sayısının bu kadar çok olup, okunma veriminin (sadece ülkemiz değil) bu kadar az olma sebebi de budur bana göre. Okuyoruz ve anladığımız şey yine kendi arayışımızla ilgili (Orhan Pamuk'un, Saf ve Düşünceli Romancı'da anlattığı gibi). En edebi kitaplardan en direkt reçeteli hayat kitaplarına kadar.
Susuzluk çeken birisinin, gidip su içmek yerine, su hakkında kitaplar okuması gibidir bu. Oysa gidip o suyu içmesi gerekir. (Nouman Ali Khan)
(devamı II. yazıda)
İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir Web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.
Aşk kitapları mı arıyorsunuz? Tıklayın: en güzel aşk kitapları
YanıtlaSil