Ana içeriğe atla

İtirazım Var: Fransa'ya Açık Mektup/ I Object: Open Letter to France

Açık Mektup

Ben şu anda bulunduğu noktaya, başörtüsü ve inanç yoluna ulaşmak için yaşamında pekçok zorlayıcı dönemden geçmiş kendinden emin bir Müslüman kadınım. Saygınızı bir doktoralı makine mühendisi olduğum, Avrupa'da kendisi dâhil sadece 2 tane olan bir mükemmeliyet merkezinde bilimsel bir araştırmacı, bir kırılma mekaniği ve ileri malzemeler uzmanı olduğum, uçtuğunuz uçaklardaki kompozit tamirleri üzerine araştırmalar yaptığım, İtalya, Belçika, Japonya, İngiltere ve Amerika'daki bilimsel ekiplerle ilişkilerim olduğu için hak ediyor değilim. Sıradan bir garson, küçük bir kitapçıda satış elemanı da olabilirdim, başka bir ailede doğmuş olsaydım. Bu unvan ve koşullar geçicidir ve 1 günde kaybolabilir. Ben saygınızı, içten ve samimi niyetli bir insan, Yaratıcısı karşısında kendisini düzeltmeye çalışan bir kul, doğruları söylemeye ve ezilenler, dezavantajlılar, yoksayılanlar ve unutulanlar adına haberdar olur olmaz ayağa kalkmaya çalışan bir kişi olduğum için hak ediyorum. Siyaset ve kültürün neler dediğinden bağımsız olarak. Bu bir insanın saygıyı hak etmesi için tek ve biricik kriterdir, tüm unvanlar makamlar yaşam biçimleri meslekler vitrinler ve takipçi sayılarının aksine. Zamanımızın insanlığa, "değerli" gözükmesi için empoze ettiklerinin aksine. "Hatırlanmak istediğiniz gibi yaşayınız." Ben öyle yapıyorum. #itirazimvar #hijabbaninfrance #motto #iobject

Open Letter

I'm a proud Muslimah who had to go through a lot of straining life experiences to access the point I'm standing now: my hijab and path of my faith. I do not deserve your respect because I'm a mechanical engineer with PhD, a scientific researcher at a center of excellence one of two in Europe, a fracture mechanics and advanced materials specialist, a composite repair researcher for the planes you fly with, a woman with international scientific collaborations with teams in Italy, Belgium, Japan, United Kingdom and United States. I could be a simple waitress, a book seller in a small shop, if I was born to a different family and place. So these titles are all temporary and can be destroyed in a single day. I deserve your respect just because I'm a human being with sincere intentions, a slave trying to improve herself in front of her Creator, a person trying to speak the truth and stand up for the oppressed, disadvantaged, unseen and forgotten as long as hearing of it. No matter what the politics or cultures state of. That's the very and only criteria to deserve respect for any human being, rather than all the titles, lifestyles, diplomas, professions, supporters etc. today's life impose humanity to seem 'valuable'. Live the way you want to be remembered. And I'm living the way I want to be remembered. #motto #hijabbanfrance


عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ سَمِعْت رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه و سلم يَقُولُ: "مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذَلِكَ أَضْعَفُ الْإِيمَانِ" . [رَوَاهُ مُسْلِمٌ].

On the authority of Abu Sa`eed al-Khudree (may Allah be pleased with him) who said: I heard the Messenger of Allah (ﷺ) say, “Whosoever of you sees an evil, let him change it with his hand; and if he is not able to do so, then [let him change it] with his tongue; and if he is not able to do so, then with his heart — and that is the weakest of faith.”

[Muslim] Hadith 34, 40 Hadith an-Nawawi

images copyright @yesimhotinthis / instagram

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze