Ana içeriğe atla

Sosyal Medyada Çocuklara Yardım Etmenin En Güzel Yolları V

Çocuklara yardım, hep kendinizi öne çıkarmayı teşvik eden, buna bağlı olarak internet bağımlılığı ve topluma karşı duyarsızlık gibi sorunlara kaynak teşkil eden sosyal medyada yapılabilecek en güzel şey. Önceki 4 yazıda bu konu etrafında toplanan güzel insanları anlatmıştım. 5. yazıyla bu seriye devam ediyorum. Bugün Hasan Başdemir'den, hesabını çocuklara okul yardımına adamış güzel bir öğretmenimizi anlatmak istiyorum.

Çocuklara yardım işlerine girdiğinizde bu yola baş koymuş güzel insanlar karşınıza çıkmaya başlıyor, bu insanlar çevrenizde birikmeye başlıyor. Bu konulara dudak bükenler yavaş yavaş çemberinizden çıkmaya başlıyor. Hasan Öğretmenimize yine çocuklara yardım işlerinde hep birbirimize destek olduğumuz, kendisi de bir çocuklara yardım sevdalısı olan Dilek Hanım'ın duyurusuyla ulaştım.

Hasan Başdemir instagram: hsnbasdemir Facebook sayfası: hasanhocasayfa

Hasan Başdemir kendisi de yetim büyümüş bir öğretmen, Şanlıurfa-Siverek'te Türkçe öğretmeni; ve yıllardır Anadolu'nun ilk ve orta okullarına kitap bağışı, kırtasiye yardımları ulaştırma, kütüphaneler kurma, soru bankası temini, Nutuk kitaplarının dağıtımı gibi çok güzel işler gerçekleştirmiş.

Kendisi de bir yazar olan Hasan Öğretmen, kitap fuarlarına da katılıyor, okulları da ziyaret ediyor. Yerel basın ve ulusal gazetelerde Hasan Bey'in çabaları yer bulmuş.

Şu anda 500 öğrenciye bir sömestrda ihtiyaç duyabileceği tüm kırtasiye yardımlarını topladığı çağrısı devam ediyor. Çağrı metnini buraya alıntılıyorum.

"Bu sıcakta bunca eşyayı deli miyim de çıkardım ben? Çok yoruldum terledim. Ama ne için? Bir yetim, gariban çocuk daha mutlu olsun diye... Tam 500 takım yapacak kadar çanta, defter, kalem, boya, silgi... Çocuğa yıl boyu ne lazım olacaksa. Eylül'de bunları dağıtırken ben o yetimin gülümseyen yüzünü görünce tüm bu yorgunluklarımı unutacağım. Size onun yüzünü çekmeyeceğim ama o an zihnimde kalıcı bir fotoğraf olarak kalacak. Evet ben deliyim. Ama sizin bildiğiniz delilerden değil! Bugün 250 çocuğa ulaştı desteğiniz. Yani 250 çocuğa bu setlerden dapıtacak kadar bağış oldu. Haydi desteğiniz sürsün ki başka yetimlerin bouiynu bükük kalmasın. Ayrıca bir deliye de yardım etmek isteyen olursa 20 Ağustos Salı günü Afyon merkezde bu çantaları hazırlamaya beklerim. Yevmiye yok, bükme ısmarlarım bir de en büyük kazanç sevaba ortak olursunuz :))"

Bu ihtiyaçları siz de alıp kendisine kargolayabilirsiniz. Veya kendisinin anlaştığı toptancıdan sağlaması üzere kendisine nakdi aktarma da yapabilirsiniz. Son çağrısına topluca katılıyoruz, dileyenler benimle veya doğrudan Hasan Öğretmen ile iletişime geçebilir. (Açıktan IBAN bilgisi vermiyorum, malum dolandırıcılar internetten IBAN no toplayıp Photoshopta değiştirip insanların yardım duygularını suistimal edebiliyor.) Artık biz de Hasan Öğretmen ile onun ulaşacağı çocuklarla el ele olacağız. Ne mutlu yolları kesiştirene.


Yarın yastığımızda nefesimizi bırakıp bırakmayacağımız kesin değilken, odalarla eşya, raflarla kitap; evlerce mal mülk yığmak ve göstermek değil bizim yolumuz. Paylaşalım, paylaşalım, paylaşalım. Sadaka değil, çünkü karşımızdakini eksik, hâkir görmeden. Bir gün içinde bizim de öksüz, yetim, ihtiyaç sahibi olabileceğimizi, güvenli sandığımız koşullarımızın bir haftada yerle bir olabileceğini hatırlayarak. Lütuf değil, bizdeki hiçbirşeyin bizim olmadığını, yarın gitsek hepsinin dağıtılacağını bilerek, kendimizden vermek.  Kendinize yetecek kadar, sadelikle yaşamak. Bir toplumu çocuklar, gençler ayağa kaldıracak, onların okumasını, eksik hissetmeden büyümesi için el vermek.




< 1. Yazı: Nereden Başladık?
< 2. Yazı: Çocuklar için dernekler, vakıflar
< 3. Yazı: Çocuklar için bireysel yardım grupları ve aracılar
< 4. Yazı: Ahbap ve Atma! Projesi


Fotoğrafların her hakkı, ilgili sosyal medya hesabına ait olup, saklıdır.

Bu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze