Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt
Kitaplar, geziler ve hayat
Serracim,
YanıtlaSilBu yazina bayildim... Benimde duduncelerime tercuman oldun...
Tebrikler..,
Sevgilerimle,
Bahar
Canım çok teşekkürler :) Gıda üzerine yazılarımız devam edecek :)
SilDuygulu, samimi bir yazı ama ve fakat, Kırklareli'liler "AOÇ" de ne ki gurban?" demesinler:)
YanıtlaSilCengiz
Duymuşlardır belkim :p AOÇnin artık sıradan bir piyasa markasından farkı kalmadı. Bitirdiler onu da.
SilNihan Resuloğlu
YanıtlaSilcanım çok sevindim ellerin dert görmesin ki hem büyüt hem yaz :)
öperim çok :)