Ana içeriğe atla

İnce Memed'e Başlarken

Hep duyardım, bir şiir gibi olduğundan bahsederlerdi Yaşar Kemal'in yazdıklarının. Anlamak için, okumak gerekliymiş.

Anadolu'nun fotoğrafçısı misali, toprağını, bitkilerini, hayvanlarını da anlatır size Yaşar Kemal. O toprakların huylarını, her çeşidinde bitmeyi öğrenmiş otlarını, dağında başka ovasında başka akan sularını yıllarca gözlemiş bir bitkibilimci, bir toprakbilimci,bir hayvanbilimci üçü bir araya gelse yine böyle anlatamazlar size bunları.

Anadolu insanı gururlu, sevdalı, az konuşur; ezilmiş, boynu bükük ve unutulmuş; çocukken büyümüş, büyümüş de çocuk kalmış Anadolu insanı.

Bu kitapta öyle uzun uzadıya tahliller, içsel yolculuklar bulmayacaksınız. Her şey sade, az, öz: yemek bir soğan ve çökelekle, aşk bir çift çorapla anlatılır bu topraklarda.

Dili samimi, süssüz, her bir kelime o güneş altında değerli.

Okudukça, olacakları, bu toprakta doğmuş biri olarak mı nedendir bilinmez, sezersiniz; içiniz kaygıyla dolar, coşkuları anlar, isyanları öngörürsünüz.

Bir adamın fikrî olgunlaşma öyküsüdür bu, başka bir düzenin olabileceğinin, ağasız bir köy olabileceğinin, ağasız yaşanıp kendi emeğinle kavrulabileceğinin keşfidir bu. Sizin için sıradan bir hayat standardı olan şey için zamanında bunca insanın bunca acıyla böylesine emek verdiğini bilmek daha da bir değer katar bu satırlara.

Hiç bilmediğiniz o İç Anadolu'yu mu öğrenmeniz gerekiyor: İnce Memed'den başlayın. Bu insanların yıllarca neler yaşayageldiğini, hissedegeldiğini bir çırpıda göreceksiniz. Hani Devlet Sırları vardır ya, Halk Sırlarını açık ediyor bu romanlarla Yaşar Kemal. Zaten kitabın arkası yabanco kaynaklardan övgülerle dolu, ilk sayfası ise yazara verilmiş yabancı ödül ve nişanlarla.

Ancak turlarla farkına vardığımız, bir Anadolu gezisinde sizi karşılayacak uykulu bir ova, ağaçlar arasında dumanlarla Sıtkı Fırat'ın fotoğrafları gelecek belki gözünüzün önüne.

Seyahat ederken o hep gördüğünüz, görüp geçtiğiniz topraklar.. Birbirinden ayrı düşmüş ağaçlar, ana yoldan ayrı yollarla varılan o köyler...

Anadolu

Ya da Şener Şen ile Kemal Sunal'ın unutulmaz filmi Züğürt Ağa'dan sahneler gelecek aklınıza. Bu toprağın insanları ve onları yüzyıllarca sömüren kişileri, o el değmemiş doğasının ortasında anlatan her türlü eser, İnce Memed'le kucaklaşacaktır.


İnce Memed I, Yaşar Kemal
436 sayfa, YKY Yayınları, 
29. Basım İstanbul


Yorumlar

  1. hayatimda yer etmis, en sevdiklerimden biridir ince memed! hakikaten siir gibi okunur ;)
    iyi okumalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Su gibi okudum bitirdim, 2.de sıra.. Teşekkürler:)

      Sil

Yorum Gönder

Fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze