Benim resim, desen, siyah-beyaz fotoğraf ile ilgili tüm çalışmalarımda esas konu, her zaman ağaçlar oldu. Yollar boyunca hep tek ağaçları çektim, oturup onlarca ağaç resmettim. Ağaç bana göre kendimi ifade ettiğim en müthiş sanatsal imgeydi. Kaldırımları yarması, toprağı araması, kentlerde insanlarla ve insana rağmen yaşaması, son zamanlarda tam da göz göre göre katledilmesi...
Onun sabrı, gücü, teslimiyeti, insan nesillerini görecek kadar sessizce ve uzun yaşaması, tabii çocukken okuduğum, Vasconcelos'un Kayığım Rosinha'da anlattığı büyüme, dönüşme ve ölme hikâyesi anlatılan ağaç, bana her zaman ilham verdi.
Onun sabrı, gücü, teslimiyeti, insan nesillerini görecek kadar sessizce ve uzun yaşaması, tabii çocukken okuduğum, Vasconcelos'un Kayığım Rosinha'da anlattığı büyüme, dönüşme ve ölme hikâyesi anlatılan ağaç, bana her zaman ilham verdi.
Geçen gün çiçeklenince Hoya carnosa olmadığı ortaya çıkan balkonumdaki Madagaskar yaseminiyle tekrar canlanan, çok severek izlediğim Latife Tunç ve oğlunun Karadeniz turuyla da film şeridi gibi gözlerimin önünden geçen bahçecilik, doğa, ağaçlarla dolu günlerime geri gittim. Hepsi ayrı yerlerde yazılı, tüm fotoğraflar da arşivli. Ama buraya küçük bir seçki koymak güzel olacak.
Bu arada bir bahçecilik blogu açmıştım. Çünkü agaclar.net'te çok teknik konularda yazarken çiçeklerimin, fidanlarımın büyüme hikâyelerini de yazmak istiyordum. Bu çiçekler, ağaçlar yazın balkonuma çıkıyordu ve bir sayfiye yerindeymişim gibi oturuyordum balkonda. Yine de müthiş bir emek ve zaman istiyorlardı.
Yurtdışına giderken hepsini hediye etmek zorunda kaldım, blogu da mecburen kapadım. Hâlâ yolda belde görünce ağaçları, çiçekleri tanımaya çalışırım ve tanıyan insanlara hayranımdır.
İngiltere'de anaokulu ya da kreşlerde çocukları doğaya çıkarıp tüm ağaç türlerini öğrettiklerini anlatmıştı bir arkadaşım. "Dört yaşında çocuk, şu şu ağacı, bu bu ağacı diye söyleyebiliyor, biz de şaşkın şaşkın bakıyoruz." Biz bu yönden çocuklarımızı eksik yetiştiriyoruz. En azından, bu gözlemin dışına çıkan bazı anneler tanıyorum, ne güzel. Bu annelerden sevgili Latife Tunç ve tatlı oğlu Ozan, bana bahçeleri, doğayı, ağaçları doyasıya yaşadığım yılları geri taşıyan bu fotoğrafınız için teşekkürler.
Her hakkı saklıdır. Fotoğrafçının izniyle kullanılmıştır.
1. fotoğraf © Latife Tunç, 2018
Desen © Serra Topal, 2015
Gardenia fotoğraf © Serra Topal, 2013
Desen © Serra Topal, 2015
Gardenia fotoğraf © Serra Topal, 2013
İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir Web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin!