Ana içeriğe atla

İyilik Pahalı Bir Şey Değildir

Bu yazı, bir önceki Kanlı Taşlar Yerine Çocuklar yazısının devamı niteliğindedir. "İyilik Pahalı Bir Şey Değildir", Hayaller Gerçek Olsa Derneği'nin sloganıdır.

Merhaba. Bu naif adımların sahibi hiç tanımadığımız belki de tanıma şansımızın olmayacağı bir çocuk. Ali bir kelebek hastası. Epidermolizis Bullosa ile mücadele ediyor. Bu hastalıkta üst deri ve alt derinin birbirine yapışmasında eksiklik vardır ve deri en ufak bir sürtünmede (kıyafete, veya deri deriye), çarpmada, kaşınmada, su toplar. Bu bezelerin enfekte olmaması için patlatılması, tüm derinin,  kolların, bacakların sarılması gerekir. Bu sargılar düzenli şekilde değiştirilip pansuman yapılmalıdır. Bu hastalık ile kelebek çocukların parmakları yapışarak elleri kapanır, küçük yumruklar haline gelir. 

Eski üniversitemden sevgili öğrencim Kübra ve onların iyilik grubu Ankara Yardım Faaliyetleri, güzel bir ev kurmuşlar bu ailemize. Ali'ye oyuncaklar ve kitaplar göndereceğiz. Tedavi masrafları için de ayrı bir yardım eli uzatacağız. Destek olmak isteyen herkes bana ulaşabilir. Aileyi evinde ziyaret etmek isteyenler için adres, annenin iletişim bilgileri bende mevcut. 

Bu hastalıkla mücadele eden aileleri takip eden Hayaller Gerçek Olsa Derneği'ne de destek olabilirsiniz. Bu derneğin kurucu üyesi Fulden Uras, sosyal medyada uzun süredir farkındalık yaratmak için çabalıyor. Dernek, ailelere maddi yardım yapmıyor, ancak bağışlar ile toplu alımlar yaparak sargı bezi, pansuman için ilaçlar gibi malzemeleri ailelere adil şekilde dağıtıyor. Bu malzemeleri çocuklar yaşadıkları sürece kullanmak zorundalar, bezler zaten steril ve tek kullanımlık. Derneğin bağış hesap numaralarına resmî sayfasından ulaşılabilir.

İyilik ekibinin Ali'yi ilk buldukları evden sadece tek bir fotoğraf paylaşıyorum. Onu, yeni evindeki fotoğrafıyla bilmek daha güzel. Sen de hep böyle mutlulukla yürü yumuşacık halılar üzerinde, sıcacık evlerde, güzel çocuk...

fotoğraflar © Kübra Piper, Ankara Yardım Faaliyetleri, 2018

Ve bu noktada, Kanlı Taşlar Yerine Çocuklar yazısını tekrar okumayı, kendi ellerimize tekrar bakmayı diliyorum. 



Bu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze