Ana içeriğe atla

Sağlıkta İttifak: SMA Hastalarının Sesini Duymak

Instagram'da SMA (Spinal Müsküler Atrofi) hastalığını ilk önce Tip 1 SMA hastası Duru bebeğin annesi Özlem (Meriç) Hanım'ın sesiyle duymuştum ve bunu bloga da taşımıştım. Daha sonra, Tip 1 hasta çocukların ilacı Spinraza'nın verilmemesi için ailelere koşullar öne sürülmesi ile aileler çaresiz bırakılmıştı. Bunun üzerine bazı aileler, çocuklarına Spinraza'nın yeni dozunu kendi imkânlarıyla satın alarak verebilmek için valilik onaylı yardım kampanyaları açmışlardı. Bu arada bazı çocuklarımız ilacın SGK kapsamına alınmasını beklerken yaşamını yitirmişti.

Bunun yanında hastalığın 2 tipi daha olduğunu ve bu hastalara ilacın hiç sağlanmadığını öğrenmiştik. Bununla ilgili erişkin SMA hastaları da (benim izlediğim Ayça Şahin hem kendisi SMA hastası, hem de kardeşi) seslerini duyurma çabasındaydılar.

Sonuç olarak SMA Destek Platformu (SMA Benimle Yürü Derneği) kurulmuş, sosyal medyada farkındalık oluşturma çalışmalarına başlamıştı. Bu derneğin kurulmasıyla, SMA ile ilgili gelişmeleri ve haberleri google'da aramak yerine artık doğrulanmış ve güncel bir şekilde takip edebilmeye başladık. Şimdi size Sağlıkta İttifak Buluşmalarıyla başlayan, İl Sağlık Müdürlükleri ve Bakanlık binaları önünde siyah çelenkler bırakmayla devam eden, daha sonra Platformun ailelere ve vatandaşlara yaptıkları çağrıyı paylaşıyorum. Ve en son, Bakanlık önündeki İlaç Nöbeti fotoğrafları.


Duyuruyu yayınlamak üzere Platform'dan bana da gelen metin şu şekildeydi:



Artık ailelerin Spinraza'ya ulaşmak için kendi çabaları ile kısıtlı kalan yardım kampanyaları yerine, tüm vakalara koşulsuz ilaç hakkının sağlanması için farkındalık oluşturma çalışmaları yapılıyor. Bu bilinç giderek yayılıyor. Şimdi bilincinizi, zamanınızı bağışlama zamanı. Bu durumda sen ben o yok, biz var. Buraya da tekrar alıyorum, Ben ve Biz arasındaki bitmek bilmeyen savaşı:
Modern dünyanın bunalımı içinde, herşeye sahipama bir türlü bir eksiklik hissetmekten kurtulamayan insanın ihtiyaç duyduğu şey "Kişisel" Gelişim değil, bence "toplu" gelişim. Başkaları, hiç tanımadığınız, hiçbir çıkarınız olmayan, size maddî veya egonuzla ilgili bir katkı sağlayamayacak kişiler için bir şeyler yapmak. Bu durumda zaten kişisel olarak da gelişmeye başlar insan.
Mayıs 2018'de yaşamını yitiren SMA hastası Miraç bebek.

İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü yazı içeren bilgi-belge ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları blog yazarına aittir. İşbu web sitesinin içeriği, sitede kullanılan her türlü yazılı malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, blog yazarının önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple bu sitede yer alan metinler kısmen veya tamamen sahibinin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir Web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manifesto

Uzun süredir kendimde gözlediğim bir şeyi buraya yazmam gerekiyor; çünkü burayı kitap, seyahat ve itiraz yazıları alanım olarak 2009'dan beri işgal ediyorum. Ben artık, kurgusal edebiyat okuyamıyorum. Dünyada milyarlarca kitap var, her hafta binlercesi basılıyor, her gün yüzlerce sayfası yazılıyor. Dünyadan el etek çekip hepsini okumaya kalksak bile buna ömrümüzün vefâ etmeyeceği aşikâr, şurada yazdığım üzere, belleğimizin de ; dahası, çok çok çok okumayı, misket sayar gibi kitap saymayı da gerekli görmüyorum: çünkü kurgunun sonu yok, ve daha büyük arayışlarınız varsa, tıkanacağı ve tükeneceği açık. Yaklaşık 200 yıldır, büyük yazarların klasiklerini okuyarak insanı, iç dünyasını, hezeyanlarını ve tekâmülünü öğrenmeye, takip etmeye çalıştı insanlık. Ancak bu kitap varlıklarının yaşamlarını kurgulayarak yazarlar, bir neviî insanın, yani kendilerinin aczlerini kırmaya çalışıyorlardı (Ahmet Altan'ın çarpıcı bir tespitini anımsarsak, " Kitap yazmak, insanın Tanrılığa en yaklaşt

Didem Madak - En Kalması Gereken Şair

İki nefes arasında yazdım bu yazıyı. İki nokta arasında. Şiirini okumadan şiiri hakkında okuduğum ilk şair değil Didem Madak, ama azıcık dizesinin yer verildiği bir yazıyı daha bitirmeden karar verdim kitaplarını alıp okumaya. İki sayfa arasında. Sözcükler dergisinin en güzel, dolu dolu sayılarından birinde, 57. (Eylül-Ekim) sayısında bir yazıda rastgeldim şiirlerine. Daha ilk satırlarda yüzüme çarpan dizelerin oyunları ve ne kadar oyuncu olurlarsa olsunlar, dile getirdiği anlamların sahiciliği aklımı başımdan aldı. İnanırım bazen bir kâse bal bile umutsuzdur                                                  (Enkaz Kaldırma Çalışmaları'ndan) Şiirindeki dilin örgütlenişi, biçim ve içerik üzerine bir yazı olsa da, yazı içinde atıf yapılan dizeleri aç kurt gibi aradığımı görünce kitaplarını almam şart oldu. Didem Madak, üç tane incecik şiir kitabı yayınlandıktan sonra 2011 yılında hayata veda etmiş bir şair. Daha söyleyecek, yazacak çok şiirleri kaldı onda. Son kitabı Pu

Cemâlnur Sargut Maratonu: Tövbe, Hz. İbrahim, ve Ya Allah'ın Sevdikleri

Cemâlnur Sargut'un ikisi derleme, birisi de bir televizyon yayınının kitaplaştırılmış hâli olan 3 kitabını tek bir yazıda sunacağım, çünkü üçünü de ortak bir bakış açısıyla ifade edebileceğimi düşünüyorum. Tanımayanlar için, Cemâlnur Sargut, "üniversite eğitimini kimya mühendisliğinde tamamladıktan sonra kimya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Halen, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürütmektedir. Otuz yılı aşkın süredir tasavvuf alanında yurt içi ve yurt dışında çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. " "Ya Allah'ın Sevdikleri!" kitabı, zamanında bir TV kanalında yayınlanmış birkaç bölümlük sohbetin kitaplaştırılması ve içlerinde en iyisi. Çünkü diğer iki kitapta görülebileceği gibi metinlerde benim fikrimce konu bütünlüğü bulunmuyor. İlk kitaptaki sohbetlerde soruları soran ve dağılmaya meyleden konuları toparlayan Ferda Yıldırım. Bu anlamda belli başlıklar altında toplanan akış çok güze